Çocuğun “ben” algısının gelişimine dikkat etmek ve yemeğini kendisi almak ve yemek isteyen çocukla mücadeleye girmemek de onun iştahını azaltmamak açısından dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Çocuğun acıktığında yemek istemesi, aç hissetmiyorsa yemeyi reddetmesi normal karşılanmalıdır.
Şişmanlasın diye zorla yemek vermek, etrafı kirletmemesi için kendisi yemek istediği halde elinden yemeğini alıp yedirmeye çalışmak çocuğun yeme keyfini ve iştahını bozar. Çocuğun yeme hızına da müdahale edilmemeli, acele edilmemelidir.
İştahsızlık sorununu çözmenin en önemli parçası çocuğun davranışlarının nedenini ve o anki isteklerini anlamak ve buna göre hareket etmektir. Ancak yemek yemeyi reddeden çocuğa sürekli taviz vermek, başıboş bırakmak da doğru olmaz.
Çocuğa neden yemeyi reddettiği sorulmalı, bir sonraki öğüne kadar yemek verilmemeli, istek duyduğunda yaptığı yanlış hatırlatılarak düzenli yemeyi öğrenmesi sağlanmalıdır.
Bebeklerin ilk 5 ayın sonunda kilo alım ve büyüme hızları düşer, aynı zamanda iştahlarında da azalma görülür. Ek besinlere geçilmesiyle ilişkili olarak iştah kesilmesi gözlemlenir. Bebek bu durumda istediğinden fazla yemeye zorlanmamalıdır. Bebeğe sütle birlikte verilen şeker miktarı 4. aydan sonra kademeli olarak azaltılıp tamamen kaldırılmalıdır. Bununla birlikte öğün sayısının azaltılması çocukta iştahın artmasına yardımcı olacaktır.
Ek besinlere geçilen 4 ile 6. aylarda, çocuğa kabuğu soyulmuş, haşlanmış meyve ve sebzeler verilerek pütürlü yemeklere alışması, ısırma ile yutma becerilerinin gelişmesi sağlanmalıdır. Bu geçiş süreci olmazsa bebek katı gıdalara ağzını açmayarak veya tükürerek tepki verecek, iştahı düzensiz hale gelecektir. Sıvı gıdadan katıya geçiş hızını yavaş tutmak çocuğun bocalamasını önleyecektir.